Yaşı benimkine yakın olanlar hatırlayacaktır, okulların açılmasına yakın "okul alışverişi telaşı" yaşanırdı. Mesela okula başlayacağım sene annem ve anneannem ile birlikte Kadıköy'e indiğimiz ve bana çanta şeçtiğimiz günkü heyecanı anlatamam. O zamanlar, 80'li yılların başında, rugan ayakkabılar çok modaydı. Bana alınanlar hem pırıl pırıl parlıyor, hem de birbirine sürtünce tatlı tatlı gıcırtıya benzer bir ses yapıyorlardı.
Apartmanımızdaki bir teyzemiz tüm apartmanın kızlarına dantel yaka örmüştü, anneannem de onu kolalamıştı, okul günü gelene kadar her fırsatta gidip "yaka"ma bakar heyecanlanırdım.
Okul açıldıktan sonra da bütün aile seferber olur, defter ve kitapları kaplardık. Annenizin kapladığı deftere etiket yapıştırmanın keyfini hatırlayın! Saat 20.00'de elektrikler kesileceği için bir telaş çalışılır, defter ve kitaplar tamamlanırdı.
Sanırım o günlerden kalma bir özlemle olacak hala okullar açılmadan önceki hafta o yıl kullanacağım dosyaları, defteri ve kalemleri hazırlarım. Kalem kutumu yerleştiririm. Artık öğrenciler böyle şeylerle fazla uğraşmıyorlar; ama ben her sene okulun ilk günü aynı heyecanla sınıflara girer, tabiri caizse "cicilerim"i kullanmaya başlarım.
İşte bu sene okulda kullanacağım defteri de aynı ruh hali ile hazırladım. Tek fark bu sefer defteri hazırlayan da kaplayan da etiketi yapıştıran da bendim.
Üstteki resimde defterin kapağını ve yenilediğim not defterini görüyorsunuz.
Alttaki resimde defterin içine ve not defterinin asıl konumuna bakıyoruz.
İç tarafı gerektiğinde dik durabiliyor.
Defterin tüm sayfalarında köşelerde kesikler hazırladım, böylece deftere zarar vermeden listeler, takvimler ya da istediğim diğer kağıtları takıp çıkarabiliyorum.
